•   BİZİ ARAYIN :   0507 652 1514 / 0507 652 1514
  • Yine, Yeniden Diyet | İZMİR DİYETİSYEN

    Yine, Yeniden Diyet
    20 Temmuz 2016
    Nullam euismod commodo

    Tarihe şöyle bir göz attığınızda her dönem insanların belirli konular üzerinde yoğunlaşmış olduğuna şahit olacaksınız. Kimi dönem felsefe ve sanat, kimi dönem siyaset ile ilgilenen insanoğlunun son durağı vücudu oldu diyebiliriz. Özellikle 2000 li yıllardan sonra artan fiziksel güzellik kavramı artık pek çok insanın üzerinde baskı halini almaya başladı. Herkesin güzel kabul ettiği kalkık burunlar, dolgu dudaklar, şekilli kalçalar için çabalayan bayanların sayısı gün geçtikçe artıyor.

    Bir diyetisyen olarak gün içerisinde pek çok insan ile kilo kontrolü ile ilgili iletişim kuruyorum ve gözlemlediğim ; toplumda baskının yeni şekli: Kilo!!! Evet, yanlış duymadınız. Kendi değerini belirlerken bile kilo gibi değişken bir parametreyi ön plana alan onlarca insan ile karşılaşıyorum. Aslında gelinen bu noktaya çok şaşırmamak lazım çünkü hangi dergiye veya gazeteye el atsak zayıflama ile ilgili bir başlık görüyoruz, hangi kanalı çevirsek uzman bile olmayan kişilerin beslenme tüyoları verdiğine denk geliyoruz. Sosyal medya hesaplarına gelince durum daha da kronikleşiyor. Diyet yapanların tabakları, spor yapanların popoları, fit annelerin cici spor kıyafetleri vb… Yani kısaca nereye kafamızı çevirsek verilen mesaj : İnce, daha ince olmalısın!!!

    Bu duruma uzman olarak neden bu kadar kafa yoruyorsunuz derseniz gün geçtikçe yeme bozukluğuna sahip danışan sayım artıyor. Defalarca diyet yapmış ama strese bağlı kilo alıp tekrar diyet yapmayı deneyen, artık onlarca diyet çeşidini denemekten metabolizması ve psikolojisi bozulan, kilosunu korumak adına spor bağımlısı olan ve hatta beden algısı değiştiği için anoreksiya nervosa veya bulimia nervosa gibi hastalıklara kapıyı aralayan kişiler ile karşılaşıyorum. Tabi sağlıklı beslenmeyi takıntı haline getiren, sayılı besini sadece çiğ olarak tüketen ve sağlıksız olduğunu düşündüğü için kendi yaptığı dışında hiçbir besini tüketmeyen bir grup daha var: Ortoreksiya Nervoza.

    Genel tabloyu özetlediğimize göre gelelim nedenlere ve çözüm sürecine!!!

     

    Yemekle ’’ normal ilişki ’’ kurmak en önemli nokta çünkü kişinin yalnızca fiziksel açlık hissettiğinde yemek yemesi, canının çektiği şeyleri tüketmesi ve her şeyden önemlisi doyduğunda durmasıdır. Yani bedenin verdiği sinyallere göre hareket etmesidir. Sürekli popular diyetleri deneyen ve kilo dalgalanması yaşayan kişilerin en büyük problemi; uzun süre tek tip diyetler yaparak yoksunluk durumuna gelmeleri ve yemek yiyebildiklerini düşündüğü anda kontrol mekanizmalarını kaybetmeleridir. Bu durum psikolojide ’’ yoyo-efekt ‘’ olarak ifade edilir. Bu noktada atılacak ilk adım yavaş yavaş sağlıklı beslenmeye başlamak ve bunun sonucunda doğal olarak ideal kilonuza ulaşacağınıza inanmak. Yani ’’ diyet ’’ algınızı değiştirmek!

    Bedeni Kabullenmek

    Yıllardır diyet yapıp, her diyet sonrası tekrar eski kolusuna hatta daha da yukarısına çıkan, dolabında üç ayrı beden kıyafet bulunduran ve her sabah bedeninizle kavga ederek giyecek birşey bulamayanlardan mısınız? O zaman önce kendi vücut tipinizi kabullenmekle başlamalısınız. Eğer kendinizi olduğunuz gibi kabul ederseniz kilo vermeyi stres faktörlerinden çıkartmış olursunuz ve süreciniz daha sağlıklı ilerler.

     

    Doğallığını Yitirmiş Yemek Davranışı İle Yüzleşmek

    Kilo almaya sebep olan şey yemeğin kendisi değil, tüketilme biçimidir. Porsiyon kontrolünü sağlayamayan kişiler kilo problem yaşarlar. Genelde bu kişiler yemek yemekten keyif aldığını iddia etselerde gerçekte yemek yeme eyleminin stresle baş etme yöntemi olarak kullanırlar. Gerçekten yemek yemeği sevenler istediği yiyecekleri, gerçekten istediği kadar tüketen ve doyuma ulaştığında duran kişilerdir.

    Yeme bağımlısı kişiler özdenetimlerini yitirirler ve bu uzun vadede kendileriyle, bedenleriyle ve çevreleriyle ilişkilerinin kopmasına yol açar. Çünkü yeme bağımlılığının en önemli özelliklerinden birisi gizli yeme davranışıdır.

    Doğallığını yitirmiş yeme davranışının temel sebelerini şu başlıklar altında toplayabiliriz;

    1. Yalnızlıkla başa çıkabilmek için yemek
    2. Yakınlık ve cinsellik korkusuyla başa çıkabilmek için yemek
    3. Avunmak için yemek
    4. Stresle baş edebilmek için yemek

     

    Eğer sizde bu başlıklardan herhangi birisine yatkın olduğunuzu düşünüyorsanız önce duygu durumunuzu, yeme davranışınızdan bağımsız bir hale getirmelisiniz.

     

    Toplumsal Ritüeller ve Sonuçları

    Her toplumda yemekle ilintili gelenekler ve ritüeller vardır. Bu ritüeller ’’ biz ’’ kavramının oluşmasına destek olan davranışlardır. Özellikle bizim toplumumuzda…

     

    Şişmanlığın Avantajları

    ’’Şişmanlığın avantajı mı olur ? ’’diye sorduğunuzu duyar gibiyimJ Olmaz tabi… Burada anlatmak istediğim kilonuzun arkasına gizleniyor olabileceğiniz gerçeği. Başarmak istediğiniz ama kendinize güveniniz olmayan alanlarda kilo probleminizi bahane ederek kendinizden saklanmanız. Bu noktada yapılacak en güzel şey iç dünyanıza doğru bir yolculuk yapmak ve doğru cevaplarla geri dönmek.

     

    İncelmenin Dezavantajlar

    En temel sebep ’’ diyet ’’ yapma korkusudur. Bunu en kolay atlatabileceğiniz yöntem diyetisyenin hazırladığı sağlıklı beslenme programlarını uygulamaktır. Kısa vadede, yüksek kilolar kaybetme hevesiyle yapacağınız diyetler size tekrar bıkkınlık noktasına getirecektir.

     

    Normal Yemek Yemeye Geçmek

    Normal yeme davranışı geliştiren kişilerin özelliklerine göz atarsak bu maddeyi daha kolay uygulayabiliriz.

    1. Sadece fiziksel açlık durumunda yemek yemek,
    2. Canlarının çektiği yiyecekleri tercih etmek
    3. Sağlıklı beslenme konusunda bilinçli olmak (takıntılı değil)
    4. Doyduğu anda daha fazlasını tüketmemek
    5. Yiyecek seçiminde takıntılı olmamak

     

    Yeme Davranışını Değiştirmek İçin Öneriler;

    1. Kendinize doğru soruları sorun. Yaşadığım fizyolojik açlık mı yoksa psikolojik açlık mı?
    2. Yemek yemeği keyif haline getirin ve yediklerinizin tadını çıkartın.
    3. Doyduğunuz anda tabağınızı bırakın.
    4. Bir kereye mahsus aç kalma deneyimi yaşayın. O zaman gerçek açlık ve duygusal açlık arasındaki farklı hissedeceksiniz.
    5. Mide hacminizi göz önünde bulundurun.
    6. Günlük menünüze mutlaka sevdiğiniz yiyeceklerden birini ilave edin.
    7. Kendinizi diğer insanların kilo baskısından kurtarın
    8. Sürekli yediklerinizi düşünüp,hesaplayıp, suçluluk duymaktan vazgeçin
    9. Iş sonrasında ilk önce dinlenip sonra yemeğe oturun ki stres atma yönteminiz yemek olmasın.
    10. Yemek saatlerinizi katı bir şekilde belirlemeyin. Düzenli beslenmeye başladığınızda biyolojik saatinizin alarımı sizin için yemek saatinde çalacaktır.
    11. Sürekli tartılmayın ve sürekli kilonuzdan bahsetmeyin.
    12. Harekete geçin ve stres yönetiminizi bu şekilde sağlayın.
    13. Yiyeceklerinizi planlamayın veya her zaman bir B planınız olsun.

     

    Tüm bu yazdıklarımı okuduktan sonra duygularınızı gözden geçirin ve geç kalmadan harekete geçin. Alışkanlıkların değişmesi yaklaşık 15-21 günlük bir süreçtir. Sanırım kocaman ömürde kendinize ayıracağınız 21 gününüz vardır:)

     

    Herkese sağlıklı ve formda bir gün diliyorum…

    BUKET ADANÇ
    • Diyetisyen Buket ADANÇ 19 Ağustos 1988 tarihinde Ankara’da doğdu. 2011 yılında Başkent Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nden mezun oldu...


    • E-BÜLTEN
    • E-Bülten'e katıt olarak sitemizdeki son güncellemelerden haberdar olabilirsiniz...

    ADRES
  • Talatpaşa Bul. Aydınlı Apt. No:36 K:5 D:10 Alsancak /iZMİR
  • Pzt
    09.00 - 20.00
    Salı
    09.00 - 20.00
    Çar
    09.00 - 20.00
    Per
    09.00 - 20.00
    Cuma
    09.00 - 20.00
    Cmrt
    09.00 - 20.00
    Paz
    Tatil